Öncelikle haddimi aştıysam özür dilerim… Benim yazdıklarım mutlak doğru ve önerilerim kesin kabul görsün diyen biri değilim. 

Hasbelkader aklımın yettiği dilimin döndüğü çerçevede yorum yaparım. Ama bana yazılan ve sorulan sorulara cevap veririm, kendimi savunurum. 25 yıl insan hakları alanında aktivistlik yaptım. İki kâide vardır. I. Ötekinin hakkını savunacak ve hukukunu koruyacaksın. II. Kendi hakkını savunamayan ötekinin hakkını savunamaz. 

Öncelikle bu yazdıklarım belediye ve şirketi adına bir açıklama değildir. Ama Kent Mobilyaları üzerinden yazılan şeylere kayıtsız kalamadım. Yazılanlar itiraz babında haklı olabilir ama suçlama kısmında Fevai Bey veya Okan Bey'in sorumlu tutulması yanlıştır. Hatta bu ihalenin Keleş’in adaylığına bağlanması, şirketin genel kurulunda sermaye artırımının bu ihalenin gözetlenerek yapılıyor iddiası da o kadar dayanıksız'dır. 

İhaleyle alakalı şunu diyeyim!

Arkadaşlar suçlamalarınıza bakın komik olmayalım. Bu ihale, ticari ürünün belediyenin kontrolünde kalması ve kamu zararı gözetilerek kanunu bir dayanakla kamu şirketinin kontrolüne veriliyor. 

Bu kâide her belediye tarafından yapılır ve ülkede herkes böyle bilir. Belediyeler sıklıkla bu formülü uygularlar. Bu sadece bu ihale için değil köprü yapımı, yol yapımı, beton santrali çalıştırması, çevre düzenlemesi… Her işte uygulanan geçer bir akçedir. 

ikincisi ihale "sizin dediğiniz gibiyse" belediyenin kontrolden çıkmıyor! Kamu yararına daha faydalı olunacak bir formüle dönüştürülüyor. 

Şöyle düşünün! Bir ürün var belediyeye ait, her sene kiraya veriyor ama ne hikmetse, her seferinde el ele baş başa bir durumla karşı karşıyayız, hatta borçlu çıkılarak süre doluyor. (Bu ifadeyi yanlış anlamayın; bakım, ilave yatırım, reklam bedeli, baskı o bu) Şirket üzerinden yürütülecek süreç kamu yararına daha faydalı olması için formalize ediliyor. Yoksa kimse kimsenin ekmeğini elinden almıyor. 

Ve pano ihalesini BELEDİYE KENDİ ŞİRKETİNE PEŞKEŞ ÇEKİYOR iddiası ne kadar zorlama bir ifade. 

Süreç devam ediyor ve BELTAŞ kamu adına uygun olan formülle hareket edecektir. Yaptığı her iş, Sayıştay ve Maliye denetlemelerine açıktır. Ne kamu, ne de taşeron zarar etsin istemeyiz. Süreç şeffaf bir şekilde devam edecektir.

İslam Bey'in gösterdiği tepkisini normal karşılıyorum. Ama kamuoyu bunu daha serin kanlı takip etmelidir. 

Belediye'nin refleks ve kontrolcü yaklaşımını da haklı buluyorum. Kamuoyu bunu da aynı serin kanlılıkla takip etmelidir.  

Mehmet Keleş kısmına gelince, arkadaşlar o kadar önemsemeyin! 

Belediye'nin bir senedir üzerine çalıştığı ihalenin, ne tarihinin onla alakası var. Ne de MHP’ye haddimiz olmadan ayar verme gayret içinde değilim. Ben sadece o büyük camiaya emek vermiş, bedel ödemiş insanların hukukunu dile getirdim. Takdir makamı değilim… 

Sayın Keleş, kendisi bir not yazdı paylaştı ve akabinde sildi. O sebeple geri alınmış sözlere de cevap hakkımı kullanmayacağım.

Söz ilk fırsatta çay davetine icabet edeceğim.