Ertelediğim bir konuydu; lakin Samsun olayı patlayınca yazmak şart oldu. *** Tarih: 22 Ocak 2022 TBMM Başkanı Mustafa Şentop bir konuşma yapıyor, noktasına dokunmadan yazıyorum: "Bazen, gazeteciler, 'Bir kutuplaşma var mı?' diyorlar. Halkın içinde bir kutuplaşma yok. İnsanlar birbirine saygı içinde yaşıyor, eskiden de böyleydi. Türkiye büyük ölçüde bunları aştı. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama aynı ülkede yaşıyoruz. Hepimiz Türkiye'nin daha müreffeh bir ülke olması için çalışıyoruz. Siyasi tartışmaları, birbirimizi itip kakmak, birbirimize hakaret etmek için bir zemin olarak görmemeliyiz." *** Tarih: Aynı gün. ?O dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir? *** Tarih: 3 Şubat 2022 Samsun?da Atatürk heykelini halat bağlayıp yıkmaya çalıştılar. *** Tarih: Geçmiş bir zaman? Ama aslında her zaman: ?Cibilliyetsiz, sicili bozuk, kanalizasyon çukuru, çöplük, pislik, bahtsız bedevi, müptezel, azgın azınlık, ulan, zillet, alçak, aşağılık, Nebbaş? *** Yıl 1994? O dönem Öncü tv.?de çalışıyorum. Arkadaşlar, bir hırsızlık haberi yaptılar ve ekrandaki görüntünün altına da haber başlığı için ? Yuh!... Bu kadar da olmaz? yazdılar. Bunu yazmalarının nedeni, hırsızlığın ilginçliğine dikkat çekmek içindi. Haber yayınlandı. Ertesi gün, Üniversiteden bir öğretim üyesi telefonla televizyonu aradı. 25 yıl önce yapılan bu konuşmayı dün gibi hatırlıyorum: ? Haberlerinizi benim gibi, küçük kızım da izledi. Okumaya ve okuduklarının anlamını çözmeye başladı. Hırsızlık haberinizi izlerken döndü, bana, ? Anne? Yuhh ne demek?? diye sordu. Ben izah edemedim, siz kızıma bunu nasıl izah etmeyi düşünürsünüz? dedi. Çakıldım kaldım. Ne diyeceğimi bilemedim. O kadar haklı bir konuyu, bir o kadar nazik bir üslupla aktardı ki, utandım. O günden sonra, haber metinlerini ve ekran yazılarını bir bir denetledim. Her bir haberi ekrana aktarırken, o minicik kızın izlediğini varsayarak hazırladık. Bugün? Tam 28 yıl sonra ekranlara bakıyor musunuz? O minicik kız; bugün muhtemel 35?li yaşlarda. Belki de, minicik bir kızı vardır. Ve ekranlarda şunları dinliyorlar ve izliyorlar: ?Cibilliyetsiz, sicili bozuk, kanalizasyon çukuru, çöplük, pislik, bahtsız bedevi, müptezel, azgın azınlık, ulan, zillet, alçak, aşağılık, Nebbaş, ?? Ve tabii daha niceleri. Sokakta işitildiğinde bile insanı ürpertecek bu söylemlerin, 7?den 70?e herkesin, evinde, minicik çocuklarından, dedelere, nineleri kadar hepsinin bir arada olduğu bir ortamda, üstelik koca koca devlet adamlarından, ülkeye ideal yönetimi vaat eden siyasetçilerden işitmeleri nasıl bir duygu oluşturuyordur acaba? Ve siz, bu sözcükleri çocuklarınıza nasıl izah ediyorsunuz? Bunu söyleyen bir devlet adamı, siyasetçi olarak ağzınızdan çıkan bu sözcükleri torunlarınız size ? dede sen ne demek istedin?? diye sorduğunda, ne söylüyorsunuz acaba?