14 Mayıs seçimleri sonucu oluşan TBMM üye dengesi Cumhur ittifakının yüzünü hayli güldürdü. Cumhur İttifakı, ikinci tura kalan başkanlık seçimine bu rahatlıkla gidiyor olması bir rehavet ortamı oluşturmazsa, oransal artışla %53 gibi belirgin bir farkla Sayın Erdoğan ikinci kez Başkan seçilecek.

Memleket Partisi adayı Muharrem İnce’nin seçime az bir zaman kala adaylıktan çekilmesi ATA İttifakı adayı Sinan Oğan Bey'i öne çıkarttı. O sebeple Sinan Bey'e oy veren %6 civarında seçmenin asla Cumhur ve Millet İttifakıyla bir arada olmak istemeyen tepkili ve öfkeli bir grup olduğunu unutmamak lazım. 

Ortaya çıkan tablo Sinan Oğan’a oy veren seçmenin davranışı bana göre en az yüzde 55’i sandığa hiç gitmeyecek. Giden seçmeni de iki ittifakın eşit oranda paylaşacağını düşünüyorum. 

ATA İttifakı bileşenlerinin öncü isimlerinin destekleyecekleri adaylarının ayrı ayrı yanında olduklarını açıklama tavrı bile buna bir göstergedir. 

Ne Ümit Özdağ’ın ne de Sinan Oğan’ın kendilerine oy olarak gelen vatandaşı, partizanlık veya gönül bağıyla tercih ettikleri yere yönlendireceğini düşünmüyorum. 

Mantıksal baktığımızda ATA İttifakına giden oyların Muharrem İnce tepkisel duruşu hariç maneviyatçı bir refleksle HDP yanında olmak istemeyecekleri bana göre aşikâr. 

İkinci tur kampanyalara baktığımızda, Millet İttifakı Milliyetçi bir üslupla ATA İttifakının bütün oylarını çekme gayretinin yanlış olduğunu bu durumun HDP seçmenini rahatsız edeceğini düşünüyorum. Yapılan açıklamalarda Erdoğan karşıtı olduklarını beyan ederek her ne kadar zımnen Millet İttifakı yanındayız dese de tabanı tepki verecek iller var. 

Batı'nın seçimlere tepki olarak ilk anda bankacılık sistemine saldırması hızlı şekilde savsa da AK Parti yanında kenetlenmiş batıya tepkili seçmenin daha motive olacağını ve sandığa gayretle gideceğini düşünüyorum. 

Son kozlarını oynayan liderlerin TV performanslarında Kılıçdaroğlu daha iyi gibi ama toplum, rolünü bu derece profesyonel oynayanlara karşı tepki oyu verdiğini unutmamak lazım. 

Meclis çoğunluğunun belirginleşmesi ve iki seçim arasındaki zamanda, 6+1’li masanın olaylara ve seçim sürecine olan yaklaşımları da ayrıca toplum nazarında değerlendiriliyor. Ümit Özdağ’ın masaya yaklaşmasına liderlerin tavrı ve seçim öncesi liderlerin hummalı birlikte verilen pozları, katkı amaçlı yapılan görüşmelerin hepsi rafa kaldırıldı. Bu tavırları gören vatandaş seçim sonucu ne olursa olsun, bu masanın bir arada olmayacağına inanıyor. 

Yine 14 Mayıs gecesi sabaha kadar tabanlarını YSK ve kendi ajans bilgilerine rağmen sokağa dökme gayretinde olan, gergin tutan İmamoğlu ve Mansur’un tavırları halk nazarında olumlu karşılanmadı söyledikleri her şeyin plan olduğunu ortaya döktüğünü görüyoruz. 

Büyükşehir belediye başkanlarından özellikle Mansur Yavaş’ın, Ankara zor günler geçirirken meydanlarda Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı tutumuysa gelecek belediye başkanlığı adaylığını ve aday olursa seçilmesini etkileyecek gibi.